Ana içeriğe atla

Anlar



eğer yeniden başlayabilseydim
yaşama
ikincisinde daha çok hata yapardım
kusursuz olmaya çalışmaz sırtüstü yatardım
neşeli olurdum ilkinde olmadığım kadar
çok az şeyi ciddiyetle yapardım
temizlik sorun bile olmazdı asla
daha çok riske girerdim
seyahat ederdim daha fazla
daha çok güneş doğuşu izler
daha çok dağa tırmanır
daha çok nehirde yüzerdim
görmediğim bir çok yere giderdim
dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye
gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine
yaşamın her alanını gerçek ve verimli kılan
insanlardanım ben
yeniden başlayabilseydim eğer
yalnız mutlu anlarım olurdu
farkında mısınız bilmem
yaşam budur zaten
anlar sadece anlar
sizde an ı yaşayın
hiç bir yere yanında termometre su
şemsiye ve paraşüt almadan
gitmeyen insanlardandım ben
yeniden başlayabilseydim eğer hiç bir şey taşımazdım
eğer yeniden başlayabilseydim
ilkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım
ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla
bilinmeyen yollar keşfeder güneşin tadına varır
çocuklarla oynardım bir şansım daha olsaydı eğer
ama işte 80 indeyim ve biliyorum
ölüyorum


JORGE LOİS BORGES

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

philip petit, new york'ta ikiz kuleler arasında yürümek. to walk between the twin towers. a andar entre as torres gêmeas

-TR- New York'ta, İkiz kuleler arasında yürümek. İnanmak benim için çok zor olurdu eğer görmeseydim. Philip Petit bunu başardı. Hem de 24 yaşındayken. Petit şöyle diyor; eğer hedefiniz varsa onu hayal eder, onu görür ya da yaşayarak elde edersiniz. Onun hayali bir gün dişçiye gittiğinde muayne olurken gözüne çarpan haberdeydi. Dişçide sırasını beklerken dünyanın en büyük kulelerinin amerikaya inşa edileceği yazılıydı. Dişini çektirmeden büyük bir heyecanla paris sokaklarına koyulur. Evet hayali henüz yeryüzünde yoktur ;ama bir gün kulelerin yapımı bitince ip cambazı Philip Petit Amerikaya uçacak ve bu hayalini kanun önünde suçlu düşmek pahasına bile olsa gerçekleştirecektir....August 7, 1974. bu sıradışı öyküyü bugun IF Istanbul Film festivalinin gala gecesinde izleme fırsatı buldum. Tamami ile arşivden çıkan görüntüler ve fotoğraflar ile süslenmiş olan bu filmde inancı, hayata gökkuşağının renkleri ile bezenmiş gözlüklerle bakabilen bir denge ustasının sıradışı öyküsünü izl

Anı Yaşa

YAŞA SEN Her şeye boşver, dolu dolu yaşa. Madem ki bir aşkın var, ne güzel, tadını çıkar... Sanki ayıp bir şeymiş de utanıyormuşsun gibi yazmışsın bana... Her şeye boşver ve aşkı yaşa... İlle de büyük aşk olması gerekmez; yaşanan her aşk büyüktür, yeter ki tadını çıkarmasını bil... Çok büyük umutlar bağlama, yarını hiç düşünmeden, günü gününe sev, sevginin tadını çıkar... Sevgide geleceği düşünürsen aşkı, bombok edersin. Sakın haaa... Sonsuz, monsuz diye karşındakinin başını yeme... Her şeye boşver; öylesine sev ki, sevdiğini bile umursama, salt kendin için sev, bencilce yaşa aşkı, bütün maddesiyle... Yaşamdan elinde kala kala salt yaşadığın sevgiler kalır sonunda, ne şu, ne de bu... Bütün onlar, aşkı yaşamak için gerekli olan - ne yazık ki gerekli olan- gereklerdir. Aslolan aşktır yaşamda... Dolu dolu, dolu dizgin, zilzurna, saniye saniye aşkı yaşayarak sev... İki yıl, üç yıl sürecek diye umutlanıp enayilik etme... İster sürer, ister sürmez... Sen o